"Akçura Y." imzalı el yazması mektup, 1930'da Türk Yurdu Müdürlüğü'ne gönderilmiş
YUSUF AKÇURA [ya da AKÇURAOĞLU YUSUF, ya da KAZANLI YOSIF AQÇURA], (1876-1935).
Türkçülük akımının önde gelen temsilcilerinden olan Tatar Türkü yazar, entelektüel ve siyasetçi Akçura'dan Türk Yurdu Müdürlüğü'ne gönderilmiş el yazması mektup. Latin harfli Türkçe. "Ankara, 28 XII [1]930". Kendisinin orijinal s/b portre fotoğrafı ile birlikte Seven Sanat Galerisi tarafından çerçevelenmiştir. Kahverengi paspartunun içinde olan mektup ve fotoğrafın kenarları şeffaf tutamaçlarla paspartu yüzeyine tutturulmuş, kesinlikle yapıştırılmamıştır. Fotoğraf: 9x14 cm, mektup: 22x14 cm, çerçeve boyutu: 39x35 cm.
"Muhterem efendim, Türk-Yurdu için N. Kemal hakkında yazı isteyen tarihsiz tezkerenizi bir kaç gün evvel aldım. yazdığım ufak bir parçayı gönderirim. Son tashihi görmem mümkün olursa müteşekkir olurum. Hörmetlerimle, Akçura Y.".
1903 yılından beri sürgünde olduğundan Paris ve Kazan'da siyasi faaliyetlerine ve entelektüel aktivitelerine devam eden Akçura, ancak 1908 yılında İstanbul'a dönmüştür. Dönüşünün ardından Darülfünun'da ve Mülkiye Mektebi'nde tarih dersleri verdi. Bütün ısrarlara rağmen İttihat ve Terakki Partisi'ne girmedi. 25 Aralık 1908 tarihinde İstanbul’da, Ahmet Mithat, Emrullah Efendi, Necip Asım, Bursalı Fuat Raif, Feylesof Rıza Teyfik ve Ahmet Ferit ile birlikte Türk Derneği'nin kurucuları arasında yer aldı. Türk milliyetçilik esasına dayalı ilk dernek olan Türk Derneği'nin ömrü kısa oldu, yerine 18 Ağustos 1911 tarihinde Türk Yurdu Derneği kuruldu. Mehmet Emin, Ahmet Hikmet, Ağaoğlu Ahmet, Hüseyinzade Ali Bey, Akil Muhtar ile birlikte kurucular arasında yer aldı ve derneğin yayın organı olan Türk Yurdu Dergisi'ni 17 yıl boyunca idare etti. 1912 yılında kurulan Türk Ocağı'nın kuruluşunda da etkin rol aldı. Rusya'daki Türklerin haklarını korumak için 1916 yılında Rusya Mahkûmu Müslüman Türk-Tatarların Hukukunu Müdafaa Cemiyeti'ni kurdu. Çeşitli Avrupa ülkelerinde Rusya'daki Türklerin haklarını dile getiren konferanslar verdi. 1918 yılında Rusya’daki Türk esirleri kurtarmak için Hilâl-i Ahmer Cemiyeti (Kızılay) temsilcisi olarak Rusya'ya gitti ve bir yıl kaldı.