Divân-ı İhsan [İTHAFLI İMZALI]
HAMÂMİZÂDE [MEHMED] İHSAN, (1885-1948), Ahmet İhsan Matbaası, İstanbul, [AH 1347] = 1928.
Özgün karton kapağında, temiz durumda, 25 x 20 cm, [2], 112, [3] sayfa,
"Aziz kardeşim Celal Fuad'a, Hamamizade 1929 Nisan" ibaresiyle ithaf ve imzalı.
İçinde dokuz bölüm halinde altı na‘t, bir kaside, iki muhammes, on bir tahmîs, bir tesdîs, on şarkı, 145 gazel, dokuzu bazı olaylara dair, yedisi tarih düşürmek için, on dokuzu darbımeseller üzerine söylenmiş elli altı kıta ve bir tarih manzumesi, yirmi dokuz rubâî, çoğu mizahî olmak üzere on manzume, iki tarih, on kıta, bir destan ve “Şâdînâme” adlı mizahî bir kısım bulunan eser, kimilerince Latin alfabesinin kabulünden önce eski harflerle basılmış son eser olarak kabul edilmektedir.
Mürettep bir divan görünümünde olan eserde yer yer klasik anlayışın dışında kaleme alınmış manzumeler de vardır. Hamâmîzâde şiirlerinde Nedîm gibi dertten uzak bir dünya görüşü, şen, neşeli, coşkun bir söyleyiş biçimi sergilemiş, yer yer günlük meselelere de temas etmiştir. Şair ayrıca divan edebiyatından gelen pek çok mazmunu şiirlerinde ustaca kullanmış, halk dilindeki atasözü ve deyimlere bolca yer vermiştir. Divanın sonunda bulunan on dokuz kıta atasözlerinin nazma çekilmesinden meydana gelmiştir. Hamâmîzâde, hece ile yazdığı “Bir Destan” başlıklı mizahî manzume dışında bütün şiirlerinde aruz veznini başarılı bir biçimde kullanmıştır.
"Osmanlı / Türk şair, yazar ve araştırmacı Hamamîzâde İhsan Bey, 4 Şubat 1885'te Trabzon’da doğdu. İhsan Bey gençliğinde, Hartamaszâde Bâkî, Düyûn-ı Umûmiyye başkâtibi Hüsnü, Ustazâde Nazmi ve Halil Nihat (Boztepe) ile birlikte Trabzon’da bir edebî mahfil durumundaki Hamdi Efendi’nin “âyîne-i efkâr” adı verilen kitapçı dükkânına devam ediyordu. O dönemde Trabzon’un tanınmış isimleri olan İbrâhim Cûdî Efendi, Hatipzâde Emin Efendi ve Arnavutzâde Ahmed Efendi’nin sohbetlerinden faydalandı. Yirmi yaşına gelmeden yazı yazmaya başladı. İlk şiirleri Trabzon ve İstanbul’da yayımlandı. Zaman içinde kendini yetiştirerek edebiyat, tarih, biyografi ve bibliyografya alanlarına yöneldi. Mahallî dil ve folklor üzerinde çalıştı. Kendisine teklif edilen Trabzon İdâdîsi edebiyat öğretmenliğini fahri olarak kabul etti. 1909-1913 yılları arasında Trabzon İdâdîsi, Trabzon Dârülmuallimîni ve Trabzon Sultânîsi’nde kitâbet, tarih ve edebiyat, 1913’te ayrıca Trabzon Askerî Rüşdiyesi’nde, Trabzon Dârülmuallimîni’nde İslâm ve Osmanlı tarihi dersleri okuttu. I. Dünya Savaşı’ndan önce İstanbul’daki ailesinin yanına gitti. Savaşın başlaması, deniz yolunun kapanması ve Trabzon’un düşman işgaline uğraması üzerine Trabzon’a dönemedi. 1917 Eylülünde İstanbul Yüksek Ticaret Mektebi’nde ve aynı okulun “kısm-ı evvel” denilen bölümünde Türkçe, ticarî yazışma ve neşriyat dersleri öğretmenliği yaptı." (TDV İslâm Ansiklopedisi online).
Özege 4162.; TBTK 12361.
-- Türk / Osmanlı edebiyatı Şiir Divan
v2r3