TÜM NADİR KİTAPLARINIZ VE EFEMERALARINIZ ADRESİNİZDEN DEĞERİNDE ALINIR!
TÜM NADİR KİTAPLARINIZ VE EFEMERALARINIZ ADRESİNİZDEN DEĞERİNDE ALINIR!
Sepet 0
[BÜYÜK SAVAŞ ÖNCESİ GELİBOLU] Gelibolu hâtırâtı
[BÜYÜK SAVAŞ ÖNCESİ GELİBOLU] Gelibolu hâtırâtı
Euphemia Sahaf

[BÜYÜK SAVAŞ ÖNCESİ GELİBOLU] Gelibolu hâtırâtı

Normal fiyat 0.00TL 0.00TL Birim fiyatı /
Vergi dahildir.

[KAYMAKAM] MEHMED EMİN (Bahr-i Sefîd Boğazı Ağır Topçu Dördüncü Alay kumandanı), (1880-1948), Mekteb-i Harbiye Matbaası, İstanbul, [AH 1327] = 1911. 

Özgün karton kapağında, kapakta kağıt bandı mevcut, iç kısımda bazı Osmanlıca notlar var, haricen temiz durumda, 17 x 11 cm, Osmanlıca, 41 sayfa.

1910-1911 yılları arasında tamamlanan Bahr-i Sefîd Boğazı (Çanakkale Boğazı) Ağır Topçu Dördüncü Alay kumandanı Kaymakam Mehmed Emin Bey tarafından yazılan ve 1928 yılında Tuğgeneral Hüseyin Hüsnü Emir (Erkilet) Paşa’ya takdim edilen ve yazarın nutukları ile savaş öncesi Gelibolu'sunun topografyası ve demiryolları gibi şartlarından bahseden birinci elden bu nadir kaynağın ilk ve tek baskısı. 

Eser sekiz nutuktan oluşmaktadır. Mehmet Emin Bey, 1910-1911 yıllarında muhtemelen kendisinin söylediği nutukları bir kitapta toplamıştır. Eserde 1910-1911 yıllarına ait Gelibolu Yarımadası hakkında, 1. Dünya Savaşı'nın başlamasından üç, Gelibolu Seferi'ndeki Anzak Çıkarması'ndan dört yıl öncesinde bölgeye bilgiler vermesi nedeniyle dikkat çekicidir. Bölgenin savaşlardaki ve askeri tarihteki önemini anlatan ve tarihi olayları da konu alan nutuklar mevcuttur.

4. bölümden aktarım:

OSMANLI DONANMASININ GELİBOLU’YU ZİYARETİ: Avrupa’nın her tarafı ateş püskürür seyyâr birer dâhiye-i tahrîb olan sefâin-i harbiyyesini asırlarca lerzân iden Osmanlı Donanmasına mensûb kahramanların evvelin dershâne-i kemâlât-ı ıtlakına şâyân olan Gelibolu, bir zaman içün o revnak ve ikbâlini ga’ib itmiş idi. Fakat hiçbir zaman bütün dünyâyı zabt itmek içün nefslerinde kudret ve azimet gören kırk elli dilâverin eazz-u eúraf bir ‘azm-i cihângirâne ile bir iki sal üzerinden (Edincik) mevki'inden Gelibolu'ya geçerek tâ (Viyana) surlarına kadar imtidâd itmek üzere vücûda getirdikleri fâtiha-i muzafferiyâtın târîh-i âleme yâdigâr eylediği mefâhir-i şevket ve saltanat, tezyîn-i hâfıza ilminden hâli kalamaz. Bugün mevki’in hangi köşesine ihâle-i nazar idilse mücehhez olan o mübârizân Osmanlı’nın meâsir-i şecâat ve şevketine lisân-ı hâl kesilmiş zan olunur. Vaktiyle Saros ve ma‘mûriyyetce civarındaki şehirlerin cümlesine fâik olan bu memleketde fıkdân-ı ticâretden dolayı úimdi ahâlîye fakr u zarûret ve acz u mezellet istilâ eylemiú ise de medâr-ı imtiyâz-ı beşeriyyet olan cevher-i kabiliyyet-i irfân ve esâs-ı hamiyyet ve besâlet ihtiyârlarında gençlerinde olanca şaşasıyla rûnüma olur. Osmanlılık nâm-ı celîline olarak nerede bir eser-i fütuvvet ve mürüvvet gösterilmek îcâb ider ise insâniyyeti tezyîn eyleyen kâffe-i mezâyâya vâris-i ecdâd olarak dünyâya geldiklerini, şân-ı himmetlerine yakışacak bir sûretde isbâta kudretyâb olan ahâlî-i hamiyyetmendân, o uğurda nakd-ı mevcûdlarını değil, cevher-i cânlarını civânmerdâne-i nisâr eylemeği cânlarına minnet bilirler. Ta‘dâdine çalıştığımız meâsir-i kemâlât ile ârâyişyâb olan bu halkın sanki tatyîb-i hâtrı içün donanmamızdan üç kruvazör ile on torpidogeçer Mart-ı Rûmînin otuzuncu günü Gelibolu Limanına gelmişdi. Donanmanın böyle bagteten zuhûru ile askere, donanmaya, bir hayli müddetten beri ârız olan fütûre, artık kabr-i sükûnunda tahammülü kalmamıú olan [Süleyman Paşa] yeniden iktisâb-ı hayât eylemiú, maiyetinde bulundurduğu o yürekleri demir kesilmiş arslan penceli beú on kahraman ile yine o eski salına râkib olmuş, Çardak’dan Gelibolu’ya salına salına teveccüh itmiş. Vaktiyle denizlerde karalarda kemâl-i iclâl ile hâkim-i âlem geçinen Osmanlılar’ın şevket ve saltanat-ı kadîmesini iâdeye kıyâm itmiú zan olundu. Büyük küçük, çoluk çocuk ta‘rîf-i nâtıkaya sığamayacak bir şevk ve sürûr-ı azîm ile deniz kenarlarına döküldüler; donanmayı selamladılar. Gelibolu senelerden beri uğradığı vakfe-i mutallakadan sıyrılarak bir fa'âliyyet-i 'azîme içine düşdü. Herkes mübeşşerât-ı mukaddeseye uğramış bir hâlet-i mefharetle donanmayı ziyarete gitti. [.]. 

Özege 6132, OCLC'de doğru kayıt yok; var olan iki kayıt da yanlış bir biçimde yazar olarak Mehmet Emin Yurdakul'a atfedilmiş: 39393469, 866879328.; MK'de bir nüsha mevcut, aynı yazar yanlışı ile kayda alınmış: 001140535. 

 

V2R6