[TÜRK DÜNYASI - AYDIN] İsmail Gaspıralı, Photo Resna Stamboul (İstanbul)
14 x 9 cm iyi durumdadır. "Türklerin büyük muallim ve muharrirlerinden İsmail Bey Gaspıralı."
İsmail Gaspıralı (Gasprinskiy) (20 Mart 1851 - 24 Eylül 1914), Kırım Tatarı fikir adamı, eğitimci ve yazar-yayıncı. Gaspıralı, Rus İmparatorluğu'nda Türk ve İslam toplumlarının eğitim, kültür reformu ve modernleşmeye ihtiyacını betimleyen Müslüman aydındır. Soyadı, Kırım'daki Gaspra şehrinden gelmektedir.
Türkçü-Turancı görüşün ideologlarındandır. Gaspıralı düşüncelerini 1883'te kurduğu ve 1918'e kadar varlığını sürdüren Tercüman adlı gazetesiyle yaymıştır. Yayınlarında Türk halklarını birlik ve dayanışmaya çağırdı. Dilde, fikirde, işte birlik! sözüyle Türk halklarındaki birlikteliğin temel ilkelerini oluşturmuş ve günümüzde de bu söz bu birlik mücadelesinin hedefini göstermektedir.
Foto Resna: Rahmizade Bahaeddin Bediz (1875-1951) İstanbul'da doğdu. İlk tahsiline Girit'te başladı. Daha sonra Mekteb-i Sultanî'ye girmek için İstanbul'a geldi. 1895'te babasının ölümü üzerine okulu bırakarak, babasından kalan 45 Osmanlı altını ile tekrar Girit'e gidip orada bir kırtasiyeci dükkânı açmaya karar verdi. İstanbul'dan ayrılmadan önce, ilk fotoğraf makinesini 455 kuruşa Diradu mağazasından alan Baha Bey, düşüncelerini ailesine açtığında büyük bir tepki gördü. Onlar onun ne fotoğrafçı ne de kırtasiyeci esnafı olmasını istemiyorlar, devlet memuru olması için ısrar ediyorlardı. İlk fotoğraf derslerini, ressam İsmail Hakkı Bey'den alan Baha Bey, Girit'e gidip kırtasiye dükkânını açarak, fotoğraf makinesini de bu dükkânını vitrinine koydu. 13x18 boyutundaki bu makineyi birkaç İtalyan'ın vitrinde görerek ilgilenmesi ve Bahaeddin Bey'den fotoğraf çekmesini istemeleri ile meslek yaşamına başlamış oldu. Daha sonra arkeolog Evans'ın yaptığı Knossos kazılarında da fotoğraf çekti. 1909 yılında Girit'teki stüdyosunu devrederek İstanbul'a geldi ve 1910 yılında, bugünkü İstanbul Vilayetinin karşısında fotoğrafhanesini açtı. Resna adı ile bilinen bu fotoğrafhanenin ünü, temiz iş yapmanın ve titiz çalışmanın bir sembolü haline geldiği için, önce İstanbul'a sonra bütün Türkiye'ye yayıldı. Daha önceki ünlü stüdyoların uzun seneler sonra kapanmaya yüz tuttuğu yıllara rastlaması da Resna'nın şansını arttıran unsurlardandı. İstanbul'da SublimePortre'dan (Babıali) sonra, Üsküdar ve daha sonra da Bahçekapı şubeleri açılan fotoğrafhanede 20'yi aşkın işçi çalışıyordu. Kısa zamanda büyük üne kavuşan fotoğrafhanenin, aynı hızla yükselip kapanması 15 yıl gibi kısa bir dönemin içinde oldu. 1925 yılında giderek sönükleşen stüdyo kapatıldı. 1937 yıllarından sonra Türk Tarih Kurumu'nun fotoğraf bölümünü yöneten Bahaeddin Bey, 1951 yılında İstanbul'da öldü.
D5-117