[SUNGURLU - ANKARA] Osmanlıca el yazması mektup: 1924 tarihli Ankara'dan yazılmış "Benim güzel hanımım" diye başlayan, eşe yazılan özlem dolu bir mektup
Orijinal, tamamen Osmanlıca el yazma mektup. Bifolium üzerine 3 sayfa dolu, sonuncu sayfa boş. 21x13 cm.
"Ankara'dan, 12/13 Teşrinievvel [1[340 [=1924]. Lütfeylediğiniz iki adet mektubunuzu sür'atle aldım.", ardından kendisinin gönderdiği mektupların neden ulaşmadığını bilmediğini söylüyor. "Hakkı Bey'e bıraktığınız pusuladan anladım.", burada Koyun Pazarı'na gittiğinden söz ediyor ve mektuplarında kaç kuruşluk pulların olduğunu anlatıyor. Mektuplarının belki de bu sebeple ulaşmadığını belirtiyor. "Herhalde beş kuruşluk olduğundan topal oluyor". Bundan böyle taahhütlü vereceğini söylüyor. "Ben elhamdülillah iyiyim, Sungurlu'dan avdetimde fena halde bir kaç günler (?) sarsdı idi, şimdi kalmadı. Güzel yiyor, içiyorum... Hem de artık burada havalar değişti, yağmurlar yağıyor, hava usûl usûl soğumaya başladı. İnşallah (?) bittabii kalmayacak. Bundan sonra da kışla mücadele başlayacaktır. Sungurlu'dan bir kilim getirdim, onu odaya sereceğim. Sizin Urfa halı da var! Hakkı bey eksik olmasın battaniyeleri de bırakmış. Yün çorap, fanile de var. Odalarının sofasına büyük taş kömürle yanan sobadan kuracağız. Kapuya camekân yapılacak. Bir şebeke(?) olursa bir parça ısınacak gibiyiz. Fakat... Sensiz bana haram olsun dediği gibi. Ne de olsa yine titreyeceğim. Üşüyeceğim. Çünkü (..siz) makineye dönendik! Öyle değil mi? 25 lira aylıkla Bekiri çağırmıştım. Cevab aldım. Gelemiyormuş... Ne yapayım? Teyzemin oğlu Mehmed Zeki efendiden mektub aldım. Refikası, kendisi sana selam yazıyorlar. ... peder ve validenin ellerinden öperler. Teblîğ edersiniz. Dayım maaşından çok memnun olmuş, bana büyük bir kavun göndermiş. Kömür meselesi kabul edildi. Orada ailesi bulunanların isimleri de yazıldı. Hakkı bey lûtfen uğrar. Pusulanızı alır. Kömürü de alırsınız. Parasını biz buradan vereceğiz. Hidayet hanımın diktiği yeni gömleklerden bana kaç tane vermiştiniz? Ben üç tane biliyorum. Bir de yanılıyorum diyorum, çünkü çamaşırcı bir Rum kokonası birini kaybetti zannediyorum. Birini hiç giymedim. Bir bu bir de yıkanmış var iki: Üç mü idi, değildi. Bana yazınız. Hakkı bey bana iyisinden bir ustura kayış almak ne kadar zahmetle de: İyisinden olsun ben ona anlatmıştım. Bir vesile olursa gönderirsiniz pek acile değil. Büyüklerin ellerinden öper küçüklere selâm ederim, senin de güzel gözlerinden... Zevcen [İmza].". Alt kısımdaki haşiyede, mektubunu bu sabah trenine veremediğini belirtmiş.
Sayfalardaki hafif lekelenme harici iyi durumda.
Sungurlu şimdi Çorum'a bağlı bir ilçe olup Osmanlı vilâyet sisteminden ve erken Cumhuriyet döneminde Çorum liva iken Ankara'ya bağlıydı.